Kafamın içi sürekli düşünceli. Mükemmelliyetçi olmaktan her zaman uzak olmaya çalıştım. Hayatımın bir noktasında kendimle ilgili konularda mükemmelliğin hep dışına çıktım. Bir şey mi döküldü, bir şey mi kırıldı, bir şey mi söyledi, yanlış mı yapıldı..tamam. Ama kendi hareketlerim doğrultusunda sanırım mükemmel olmayı zorluyorum. Acaba alındı mı? Kırıldı mı? Öylesi mi doğru böylesi mi? Kendime neredeyse hiçbir konuda hata payı vermiyorum. Yanlış yapmak benim hakkım değilmiş gibi. Kendime böyle bir hakkım olduğunu hatırlattığımda rahatlıyorum. Ben yanlış olayım ya bu defa da. Ben de her zaman doğrusunu düşünemem ki. Sihirli bir değnek olsa da düşünmeyi bana durdursa, kafama göre dönse devran diye düşünürken bunun benim elimde olduğunu hatırladım bir anda. Sihirli değneğe ne gerek var yaşa gelişine. Anı yaşadığım anda yaşayamadıklarım sorun olabilir. Bazı şeyler yanlış gidebilir. Hatalar yapılabilir. Yapabilirim. Yapacağım.
Herkese merhaba! Sevgili blogger ailem. Burayı ne kadar çok seviyorum...Eskisi gibi yazmıyorum,okuyamıyorum ama zaman zaman kafamdan blog yazıları geçiriyorum, zihnimden bir şeyler yazıyorum :))
Amacın etkileşim değil dostluk ve güzel sohbetler olduğu bu yerde bir şeyler paylaşabilmenin güzel hissiyatını yaşıyorum şu an. Umarım daha sık yazdığım,okuduğum bir yıl olur.
Mart ayına kafamda biraz farklı düşüncelerle girdim. İşle alakalı yeni düşünceler düştü zihnime. Şu an onları değerlendiriyorum. Mart ayını güzel değerlendirmeyi planlıyorum. Umarım her şeyin yolunda gittiği bir ay olur. 2024 yılına ne ara girdik de marta geldik inanamıyorum...
Bu ay için kendime ilk hedef yaptığım işi bir üst segmente taşıyıp o alanda kendimi eğitmek. Bunun için kendime 1 Nisana kadar süre verdim. Bu süreçte eski yoğun günlerimdeki gibi çalışmayı planlıyorum. Tabii fizik tedavilik olmamaya çalışarak :)))
Bu ay gitmek istediğim 1 Müzeye gitmeyi
En az 2 tane dolu dolu film izlemeyi
En az 1 defa tiyatro,sinema,stand up gibi bir etkinliğe katılmayı hedefliyorum.
Çok mini minicik hedefler koydum kendime. Hepsini bu ay gerçekleştirebilirsem değmeyin keyfime. Özellikle şu iş kısmını çok uzun zamandır erteliyorum onu halledersem süper!
Hepimiz için çoook güzel bir ay olsun! Düğümler çözülsün,dertler hallolsun,içler rahatlasın,gönlümüze ve hanemize aşk,huzur,mutluluk,para dolsun.
Herkese ve kendime merhaba! 2023 yılının da son iki gününe adım atmış bulunmaktayız. 20223 yılının benim için nasıl geçtiğini ve yeni yıldan neler beklediğimi değerlendirmeye çalışacağım. 2023 yılından da bir anı bırakmak istedim buraya :)
2023 yılı ilk gecesi benim için kötü sayılmayan ama asla iyi denilemeyecek bir yılbaşıyla geçti iki arkadaşımla beraber. En azından yalnız ya da olmak istemediğim bir yerde değildi bu açıdan mutluyum. Günün erken saatlerinde başka arkadaşlarımla görüşüp yeni yıl heyecanlarımızı paylaşmıştık. Yılın ilk iki ayı nispeten rahat ve güzel geçse de hepimizi sarsan 6 Şubat depreminden sonra hepimizin hayatları bambaşka bir yöne evrildi. Depremden direkt etkilenmedim veya akrabalarım,yakın arkadaşlarım depremzede değillerdi ama yaşanan her şey herkes gibi beni de çok üzdü.
Mart ayında çok güzel bir doğum günü kutlaması geçirdim. Arkadaşlarımla çok eğlenip çok güldüğüm bir gün oldu. Genellikle sürprizleri anladığım için sevdiklerimin sürpriz için biraz çabalaması gerekti :)
Nisan ayında yani doğum günümden tam olarak bir ay sonra biricik sevgilimin doğum günü vardı. Günlerce doğum günü pastasına özenmiş olsam da, pastayı teslim aldıktan beş dakika sonra yolda giderken pastanın üstünü bozdum ahahaha. Güzel bir yerde piknik,pasta eğlencesi akşam da bir mekana gideriz diye plan yapılmıştı. Piknik alanına gittiğimizde yer bulamama gibi durumlar yaşasak da yanımda her yerde her şekilde eğlenebileceğim insanlar olduğu için çok şanslıydım asla üzülmedim veya gerilmedim. Geceyi de yine güzel bir eğlenceyle kapattık.
Mayıs ayı artık daha sıcak havaların, daha çok gezmelerin başladığı ve ülke olarak seçime gittiğimiz bir aydı. Acaba sonuç ne olacak diye hepimiz merakla beklediğimiz bir mayıs ayı süreci geçirdik. Mayısın ikinci haftasından sonra şehir değiştirdim ve arkadaşlarımın yanına gittim. Birkaç sene yaşadığım o şehirde tekrar vakit geçirmek çok keyifliydi. Stresli,uykusuz ama garip bir şekilde keyifli geçen bir aydı benim için.
Haziran ayının ikinci haftasına kadar yoğun stres ve hüzünlü bir eğlence dönemi yaşadım. Sevdiğim insanları bir daha ne zaman göreceğim belli olmayan bir şekilde uğurlamam gerekiyordu. İkinci haftasından sonra evime geri döndüm ve yakın arkadaşlarımdan birinin düğününe katıldım.
Temmuz ayında geçici bir çalışma süreci yaşandı. Şehir dışında günübirlik bir gezinti haricinde galerime girip baktığımda her zamankinden farklı bir aktivite görmüyorum düz bir temmuz ayı geçirmişim.
Ağustos ayının son günlere kadar yine monoton geçse de sonunda İstanbulda bir düğüne katıldım. Sonrasında da çok çok kısa bir tatil yaptım ama benim için çok özel ve güzeldi. Çok ihtiyacım olan bir tatildi.
Eylül-Ekim-Kasım-Aralık aylarında doğum günleri,yeni bir işe başlama, şehir dışına gidip gelme ve hayatımı etkileyen problemlerle boğuştum. 2023 yılının son ayları beni uzun vadede etkileyecek kötü şeylere maruz bıraktı. Çok öfkeliyim,çok üzgünüm,çok sinirliyim. Kaderime, hayata her şeye sinirliyim. Ama bu başka bir günlüğün konusu olsun. Çünkü içinden çıkamayacağım kadar üzücü ve uzun.
♥Dönüp baktığım zaman monoton ve belli bir eşiği geçmeyecek seviyede keyif alabildiğim bir yıl olduğunu görüyorum. Yeni heyecanlar yeni şeyler ya da hayallerimi süsleyip de elde ettiğim tatminler yaşamadım pek fazla. Hayalini kurduğum ve uğruna çok acılı fedakarlıklar yapmam gerekebilecek baska şeyler var ve yeni senenin bunları bana getirmesini diliyorum.
♥Umarım bu sene kendi evime çıktığım,evlenme süreci için iyi adımlar atabildiğim, iyi para kazandığım ve özgür olduğum bir sene olur. Benim tüm dileklerimin, hayallerimin altında en çok da özgür/rahat bir yaşam var. Bu sene benim yılım olsun artık kırılmayan o düzeni kırabileyim. Hayat lütfen bu sene benim için iyi anlamda bir sıçrama yaşansın. Lütfen.
Hüzünlendiğimizde,sevindiğimizde veya korktuğumuzda kendi içimizde benzer eylerimleri tekrarladığımızın farkında mısınız?
Yıllar içinde ne zaman içinden çıkamadığım bir üzüntü yaşasam, hafif korkuyla karışık o depresif ruh halini uyuyarak ve resim yaparak atlatmaya çalışıyorum. Uykunun kaçış, resmin yaşayış olduğu bu ikilem sanki hayatımın düğümlerine makas atmaya çalışmak gibi.
Uykunun veya benzer eylemlerin henüz bir şey çözdüğünü göremesem de, ilerlemek zorunda olan bu zamanı değerlendirmek için mecburi bir eylem yaratmak gerekiyorsa uyumak aralarında en kolay seçim denebilir.
Yıllarca yaşamışım da her doğum gününde, her hüznümde, her başarımda, mutluluğumda bu fırtınaya bir şeyler biriktirmişim gibi. Sanki hayatımın bundan sonrası için gereken ne varsa o rüzgara vermişim, şu an fırtınanın beni içinden nelerle beraber savuracağını bekliyormuşum gibi. Ben sanki hep bu zaman için nefes almışım da hazırlanmam gereken tek sınav buymuş gibi.
Bu zamana kadar acı çektiğim, uyuyamadığım ne varsa bu günlerin yanında ufak sinsi bir sızıymış gibi. İnsanın geçmiş dertlerini onca uğraş ve deneyim sonrası küçümsemesi ne kadar da kolay oluyor! Kitaptaki,dizideki,filmdeki baş rollere hep zor bir eşik ve eşikten sonra mutlu bir hayat atfediliyor da bizler niye bu eşiklerden sonra mutluluk olacağından yüzde yüz emin olamıyoruz? Hayır bana kalsa böyle bir eşik zaten yok sağım solum mutluluk ancak insan kaderin bağıyla bağlı olduklarına söz geçiremiyor ve engelleyemiyor.
Güya tek başımıza gelip tek başımıza gidiyoruz bu dünyadan. Oysa bağlı olduklarımız sebebiyle yaşayamadığımız neler var sırtımızda. Yine senaryolarda gördüğümüz ölüme yakın insanlara verilen o binlerce seçenek ve şans var ya. Yaşarken neden verilmiyor. Gitmeye yakın son bir dilek kadar mı hakkımız var bu dünyada, bu insanlarda!
Yaşamak için tek bir şansımız varken el birliğiyle buna engel insan duvarları örünüyor. Kimlerin duvarında duruyoruz ya da bizim duvarımızda kimler var çarpınca anlıyoruz. İyi bir insan olmaya çalışmak ve bu gayeyle yaşamak gerçekten bize de iyilik ve mutluluk getirir mi? Yoksa ben polyannacılık oynadım da boşa mı kandırdım kendimi. İyi- kötü terazisinde değil de şansa mı işliyor acaba mevzular.
Kaderin cilvesi mi yoksa çilesi mi.. nedir bu midemi bulandıran şey?
Kör düğümlere makas atarsak çözemeden halletmiş sayılamayız ki, çaresizliğe de çare yok.
Derdi veren dermanı içimize mi saklar dışarı mı koyar? Dermanı içinde bulamayan kimde arasın da bulsun?
İnsan bazı anlarda bazı şeylerin, kişilerin ve tercihlerin doğru olduğunu derinlerde bir yerlerden hissedebiliyor. 12 Haziran 2022 tarihinde karşıdan karşıya geçerken suda ıslanmamam için yapılan ince bir fedakarlık benim bu yazıyı yazmama sebep olmakla kalmayıp bana cok yoğun duygular hissettirdi.
Bugün şehir değiştirip uzun süredir yaşamadığım bir yere geldim. Farklı evlere dağılmak gece ve gündüzün hissettirdikleri bile beni düşünmeye itiyor. Geleceği düşünmeyip anı yaşamak için çok uzun yıllar çaba sarf ettim. Şu anda kalmayı öğrendim derken yaptığım planlar yine geleceğe doğru evrildi. İleriyi düşünmek bu zamana kadar beni hep rahatsız edip üzdüğü için şu an ne yapmalıyım bilmiyorum.
Duygusal bir dönemimden geçiyorum ve o kadar çok uykum var ki cümleleri bile toparlayamıyorum. Bazı anlarda kendimi suçlayacak bir şeyler illa ki buluyorum. Daha az kavga edebilirdiniz, böyle yapabilirdin, şunu değerlendirebilirdin… geçmiş bitmiş şeyler için sanki kaybım varmış gibi, daha fazlasını yapabilirmişim gibi hayıflanmaların icinde kayboluyorum. Yavaş yavaş buna engel olmazsam kötü bir döneme gireceğim biliyorum. Bir şeylere çok kapılıyorum yine kendi kendimi yoruyorum. Çok çabalıyorum ama ne için bilmiyorum. Yaşamayı seviyorum ve anın tadını cıkarabilmek icin bunları kafamdan atmayı tercih ediyorum. Alıştığım düzenden cıkmakta her zaman cok zorlanıyorum. Kendi içimde bazı duygularımı olgunlaştırmaya calısıyorum. Yazmaya, içimi dökmeye ihtiyaç duyuyorum. Bembeyaz bir sayfanın bazen en iyi arkadaşım olacağını biliyorum. Kaygılarım arttığında kafamdan yüzlerce mektup yağıyor hangi birini açıp okuyacağım bilmiyorum. Mutlu olmak, huzurlu olmak, kaygılarımdan arınmak istiyorum. Evrenin bana her şeyi kolaylıkla getireceğini biliyorum, inanıyorum. 🤌🏻
7.02.2022
04:11
Pazarı pazartesiye bağlayan gece.
Yıllarca büyümek istedik. Olgun olmak, şık kıyafetler giymek, makyaj yapmak, daha farklı aktiviteler yapmak, daha çok meşgul olmak...Bilmiyordum bunları isterken beni nelerin beklediğini.
Ne kadar masum olduğumu bilmiyordum. Ne kadar güler yüzlü olduğumun farkında değildim, ne kadar çok eğlendiğimin, mutluluklarımın ne kadar çok olduğunun, herkese yetecek kadar sevgimin olduğunun hiçbirinin farkında değildim. Nefret sandığım şeyin gerçek bir nefret olmadığının, hayatımın geri kalanına şekil verecek deneyimler edindiğimin farkında değildim. İleride beni bekleyen hayatın ne kadar yıpratıcı, insanların ne kadar kırıcı, kararların çok zor olduğunun, sonsuz seçenekli yolların, duyguların ağır olduğundan habersizdim.
Yaşam kaygısının ne olduğunu bilmiyordum. Bazı kararların dönüşünün çok zor olduğunu, büyük pişmanlıkları, büyük başarıları bilmiyordum. Her şeyden uzak sadece mutluydum. Her günüm bir diğerinden daha mutluydu. Kavgalar, sinir anları çok çok temizdi. Daha yapıcı, daha yaratıcı, daha güzeldik.
Büyüdükçe Dorian Gray'in portresine dönüştük. Yaşlandık, çirkinleştik, günahlarla dolduk, korku verdik, kin tuttuk, nefret saçtık, şeytan olduk...Ama her geçen gün bunları örtmek için daha farklı yollara bulaştık. Çirkinliğimizi kapattık güzelleştik, şeytanlığımıza kılıf uydurduk günahlardan kurtulduk, korkuları bastırdık güven verdik...
Eğlenmeyi, gülmeyi, içten yaşamayı, kendimiz gibi olmayı, değer görmeyi, sevgiyi, tutkuyu unuttuk. Güzel olan her şeyi yaş aldıkça azalttık. Gittikçe insanın özünü bulduk. Sarıldık. Kendimize sonsuz kutular açtık her bir kutuya bir şeyler sakladık.
Acı deneyimlerimiz olmamıştı, üzüntünün uçurumunda durmamıştık belki de. Yüzdüğümüz sular hep güvenli kıyılardı, açılmanın hevesiyle büyüdük. Uzakların güzel olduğuna inandık. Kendi kulaçlarımızda boğulduk. Yara aldık, yara verdik, acımadık, acınacak halde bulunduk. Biz ne yaşadıysak yıllarca geri dönüp hiç bakmadık. Bütün duyguların en temiz halini geçmişimizde sakladık.
Kırgınım bu gece, mutsuzum, incitildim, saygısızlık gördüm, yara aldım. Unutamayacağım sözler işittim. Üzüntünün uçurumunda oturuyorum bu gece. Tenime soğuk bir rüzgarın estiğini, üzerimde beni sıcak tutacak hiçbir şeyin olmadığını, içimdeki korkuyu hissediyorum. Güvenli dağımın bir anda uçuruma dönüştüğünü hissediyorum. Bu gece üzgünüm ben çünkü bu uçurumdan ne ileri ne geri gidemiyorum. Gülmek nedir bilmiyormuşçasına ağlamak istiyorum bu gece. Rüzgar estikçe üzüntümü götürsün istiyorum. Geçen saatler içimdeki korkuyu alsın. Üzüntünün uçurumundan güvenli dağıma dönmek istiyorum. Yazıyorum bu gece çünkü yazmazsam ölecekmişim gibi hissediyorum. Taşıyorum yine, dökülüyorum kelimelere. Hissediyorum bu gece, hiç esmeyen rüzgarı, boşluğa doğru ayaklarımı salladığımı biliyorum, ellerimin bu taşta oturmaktan iz olduğunu, canımın acısını rüzgara bıraktığımı biliyorum. Bunların hiçbirini bu koltukta böylece yazmıyorum. Anımsıyorum ben kaybolduğum anı.